Ana Sayfa Arama Galeri Video Yazarlar
Üyelik
Üye Girişi
Yayın/Gazete
Yayınlar
Kategoriler
Servisler
Nöbetçi Eczaneler Sayfası Nöbetçi Eczaneler Hava Durumu Namaz Vakitleri Gazeteler Puan Durumu
Sosyal Medya

“Teknolojinin hızı, insanlığın ritmi”

Bazen düşünüyorum da, teknoloji bizi mi yakalıyor yoksa biz mi onu kovalıyoruz? Her gün yeni bir uygulama, yeni bir cihaz, yeni bir terim çıkıyor karşımıza.

Bazen düşünüyorum da, teknoloji

Bazen düşünüyorum da, teknoloji bizi mi yakalıyor yoksa biz mi onu kovalıyoruz? Her gün yeni bir uygulama, yeni bir cihaz, yeni bir terim çıkıyor karşımıza. “Yapay zekâ” diyoruz, “metaverse” diyoruz, şimdi bir de “sanal influencer”lar dolaşıyor ortalıkta. Gözümüzü açtığımızda dünya biraz daha farklı olmuş oluyor. Ama bir yandan da o ekranlara, bildirimlere, güncellemelere alışıyoruz. İnsan garip bir canlı; ne kadar değişim olursa olsun, kısa sürede alışıyor, içselleştiriyor, hatta bir sonraki adımı beklemeye başlıyor.

***

Tabii teknoloji sadece şaşırtmıyor bizi; kolaylaştırıyor da. İletişim hızlandı, bilgiye ulaşmak çocuk oyuncağı oldu, sağlık alanında bile yapay zekâdan faydalanıyoruz artık. Ama her şey bu kadar hızlıyken, yavaşlamanın değeri de daha çok hissediliyor. Kahvemizi karıştırırken elimiz telefonda, doğada yürürken bile kulakta bir kulaklık, ekranda bir harita oluyor. Kolaylık mı bu, bağımlılık mı, yoksa yeni bir yaşam biçimi mi? Belki de hepsi.

***

Bu kadar hızlı akan bir çağda, teknolojiye ne öfke besleyebiliyoruz tam anlamıyla, ne de koşulsuz hayranlık duyabiliyoruz. Denge kurmaya çalışıyoruz. Belki de mesele teknolojiyle yarışmak değil, onunla uyumlanmak. Onu bir araç olarak görmeyi başarırsak, insan kalmak daha kolay olabilir. Hem belki de asıl mesele teknoloji değil; onunla ne yaptığımızdır.