İnfitar/Yarılma suresi Kuran-ı Kerim’in nüzul sırasına göre, naziat suresinden sonra, vakıa suresinden önce indirilmiş kırk dokuzuncu suredir. Mushaf’taki sırası seksen ikinci suredir. Gelin hep beraber on dokuz ayetten oluşan infitar suresinde cenabı hakkın, biz kullarına neleri bildiriyor bir bakalım.
Rahman Rahim olan Allah’ın adıyla. ‘’Gök yarıldığı zaman. Yıldızlar saçıldığı zaman. Denizler kaynayıp fışkırtıldığı zaman. Kabirlerin içindekiler dışarı çıkarıldığı zaman. Herkes yaptığı ve yapmadığı şeyleri bilecek. Ey insan! Seni yaratan, şekillendirip ölçülü yapan, dilediği bir biçimde seni oluşturan cömert Rabbine karşı seni ne aldattı? Hayır, hayır! Siz hesap ve cezayı yalanlıyorsunuz. Hâlbuki üzerinizde muhakkak bekçiler, değerli yazıcılar vardır. Onlar yapmakta olduklarınızı bilirler. Şüphesiz, iyiler Naîm cennetindedirler. Şüphesiz, günahkârlar da cehennemdedirler. Onlar oradan kaybolup kurtulacak da değillerdir. Hesap ve ceza gününün ne olduğunu sen ne bileceksin? Evet, hesap ve ceza gününün ne olduğunu sen ne bileceksin? O gün kimse kimseye hiçbir fayda sağlayamayacaktır. O gün buyruk, yalnız Allah’ındır.’’
Halk arasında yanlış bilinen kıyamet kelimesinin yerine, cenabı hak Son saatt tabirini kullanmaktır. Kıyamet son saat gerçekleştikten sonra bütün insanların kabirlerinden kıyam etmesidir/ayağı kalkması, mahşer yerinde buluşmasıdır.
Son saatte gökyüzü yarılacak, yıldızlar saçılacak, Denizler kaynayacak, Kabirlerdeki insanlar son saatin dehşetinden dışarı fırlayacak. Mahşer yerinde amel defterleri açılacak, adalet terazileri kurulacak, herkes ne yaptığını ve ne yapmadığını bilecek. O gün bir kısım insanların yüzleri gülecek, bir kısım insanların, yüzlerine kara düşecek. Kişi o gün annesinden babasından oğlundan kızından ve bütün akrabalarından dostlarından kaçacak. Lakin sığınılacak ne bir sığınak, nede bir kale olmayacaktır.
Herkes yaptığını, yapması gerekip te yapmadıklarını, söylediklerini söylemesi gerekip te söylemediklerini bilecek. Zalim mi olduğunu, yoksa mazlum mu olduğunu bilecek. Zalimlerden mi mazlumlardan mı yana olduğunu görecek.
Ey insan seni ölçülü bir şekilde yaratan bütün organlarını yerli yerine yerleştiren, sana her türlü nimeti veren, Kerim olan Rabbine karşı seni ne aldattı? Evet bizlere sayamayacağımız kadar binlerce nimet veren rabbimize kulluk yapmaktan bizleri neler alıkoydu?
Evet her insanın bu soruya karşı doğru, düzgün, namuslu, bir şekilde cevap vermelidir. İnsanoğlunu kerim olan Allah’a karşı ne türlü zaafları aldattı? Nedir bu zaaflar? Bu zaafların başında: Para zaafı, makam mevki statü zaafı, muktedir olma zaafı, her türlü şehvet, haset, kin, hırs, düşmanlık zaafları… vb.
Maalesef insanoğlu hesap gününü yok sayarak, Kendilerini yaratan Allah ı unutarak, oyun ve eğlenceden ibaret olan bu dünya hayatına dalarak, her türlü haksızlığı, ahlaksızlığı, adaletsizliği, kötülüğü namussuzluğu yapabilmektedirler.
Yazıcı melekler dünya hayatında yaptığımız her türlü ameli kayıt etmektedir. Şüphesiz adalet, hak, hukuk üzerine yaşayanlar cennetle ödüllendirilirken, Allah’ın yarattığı muazzez, mübarek, saydığı insanların canlarına, mallarına, akıllarına, nesillerine dinlerine musallat olup, bunları yok edenler ise cehennemde cezalandırılacaklar.
O gün/ hesap günü hiç kimse kimseye hiçbir fayda sağlamayacaktır. Evlatların anne babalarına, Anne babaların evlatların, Şeylerin müritlerine, müritlerin şeylerine, Karının kocaya kocanın karısına, kardeşlerin, akrabaların, komşuların, birbirlerine herhangi bir faydaları olmayacaktır. Şefaat edeni ve edileni Allah cc belirleyecektir. Hesap günün de hüküm yalnızca Allah cc aittir. Bu konuda Allah ın kutlu elçisi Hz. Muhammed (s.a.v.) kızına hitaben: “Ey kızım Fatıma! Babam peygamber diye güvenme. Rabbine karşı kulluk vazifeni yap. Eğer Allah’tan nefsini satın alamazsan vallahi ben bile senin namına hiçbir şey yapamam.” buyurmuştur. (Buhari, Vesaya 11) Ey insan! Seni yaratan, şekillendirip ölçülü yapan, dilediği bir biçimde seni oluşturan cömert Rabbine karşı seni ne aldattı? Selam ve dua ile…
YORUMLAR