Gebze’de yaşadığımız acı olayın ardından vicdan muhasebesi yapabilen herkes için bunun birinin ya da birilerinin ihmali sonucu yaşandığı açık!
Aynı aileden 4 kişinin ölümüyle sonuçlanan bu acı olay hem Kocaeli’de hem de ulusal basında yer buldu, tartışıldı!
Bugün CHP Lideri Özel ” Kocaeli Büyükşehir Belediyesi CHP’li olsaydı belediye başkanı da meclis üyeleri de alınırdı” diyerek yine bir hesaplaşmaya gitti…
Yaşanan facianın boyutu da gerekçeleri de her yönüyle ele alınmalı tabi ki, siyaseti de yapılmalı ama bu siyaseti yapan isimlerin kim olduğu en az yaşanan facia kadar önemli…
Kentte gündem belirleyecek ismin il başkanı olması beklenirken İzmit Belediye Başkanı Fatma Kaplan Hürriyet ‘elim her yere uzanır benim’ anlayışı ve yine yeniden büyükşehire giden her yol mübahtır kafasıyla günlerdir sayısız paylaşım, açıklama ve ithamlarda bulunuyor!
Bir ilçe belediye başkanı olan Hürriyet, kendi ilçesi dışındaki her olayı köpürterek ele alıyor. Sanki bir ilçenin sınırları değil, tüm kentin kaderi onun avuçlarının içinde.
Bir belediye başkanı profilinden çok uzak, hem kendi örgütüne karşı, hem de kamuoyuna karşı değneksiz köyde “ağa da benim, paşa da benim” edasıyla şov yapıyor.
Günlerdir yaptığı bütün açıklamaların hepsi temelsiz. Sadece suçlamak, hedef göstermek için çırpınıp duruyor. Resmi açıklama gelmeden bu denli çok konuşması ve panik havası yaratması bir belediye başkanına da KOCAELİ’NİN HANIM AĞASINA da yakışmıyor!
Sen İzmit’te yapılması gereken hizmetlerden ziyade sürekli yapılmaması gereken işlere odaklandın.
Sürekli eksik bıraktığın işler için ‘çalışamıyorum, çalıştırılmıyorum’ dedin…
Sözünün ağırlığını şımarık bir kız çocuğu gibi sürekli ağlayarak kaybettin!
7 yıl oldu bu kente bir değer bile katamayan sen , risk alarak yapılan ve alınan her risk sonrası olası bir bedel ödeyen başkalarını suçladın
Sen hizmeti öyle bir kestin ki, sadece çöp toplayabilsen alkış alacak, minnet duyulacak hale geldin.
Siyasetini de yap, kendini de parlat, adam da doğra ama hafızalarda nasıl yer edineceğini sakın unutma!
Çünkü bugün ‘Hürriyet yine kazandı’ diyenlere yarın ‘Peki Hürriyet bu kente ne kazandırdı?’ diye sorulduğunda verecek cevap bulamayacaklar…
*
Şimdi yaşanan acının üstünden siyaset yapılmasın mı yapılsın mı diye tartışılıyor.
Elbette ki yapılsın. Konuşulsun, sorulsun, kamuoyu ile paylaşılsın ama sözünüzün bir kıymeti olması için o koltuklardan seslendiğiniz halka daha oturaklı bilgiler vermeniz gerekmez mi?
Yahut da eleştirdiğin hizmetin en az üçte biri kadar bir eserin, bir hizmet etmişliğin olmalı ki sözün bir anlamı olsun değil mi?
Bas bas bağırıp ‘Yandaş basından da hesap soracağız’ diye basına kadar tehdit savurmak, ulusala kendini reklam etmek aslında dengeni nasıl kaybettiğini de gösteriyor…
Yazılıp çizilen her şey sizin lehinize olsun diye bekliyorsunuz.
Hizmet siyaseti nasılsa işe yaramıyor diyerek algı siyasetine yönelip en alasını yapmaya çalışıyorsunuz. Başaracaksınız da…
Günün sonunda ise Hürriyet’in tek amacının bu kentte kalıcı olmak, iz bırakmak ve her zaman anılmak arzusu olduğunu biliyoruz!
Güç ve başarı nereden ve nasıl gelirse gelsin hep onu bulsun istiyor.
Heyecan yaptığının ve eleştirecek üstünde tepinecek bir konu bulduğun için yeniden tüm hücrelerinin canlandığının farkındayız ,ama sakin ol!
Geriye dönüp bakıldığında yaptığın şovlar değil, bıraktığın eserler , hizmetler hatırlanacak! Yani çok şansın yok başkan…
Bu hırsın, sadece gündemde kalmak için yaptığın absürtlükler yüzünden bugün değilse yarın mutlaka unutulacaksın.
