Bir fincan kahveyle başlar çoğu gün.
Kimi için sıradan bir sabah ritüeli, kimi içinse hayata tutunmanın en ucuz yolu.
Benim içinse biraz daha fazlası. Müfettiş kimliğimle sabah dosyalara, sporcu kimliğimle ağırlıklara dokunmadan önce küçük bir pushlama(itici güç) isterim hayattan. Kafein o itici güçtür iş. Ama her push, doğru yönlendirilmezse ters teper.
Kafein… alt tarafı bir molekül, evet. Ama insan bedeninde, disiplinsiz bir şekilde alınırsa doping kadar etkili, uykusuzluk kadar yıpratıcı olabilir. Yani bu konuda da denge önemlidir.
Dozunda alındığında dosttur; zihni açar, yağ yakımını destekler, performansı artırır.
Yorgun bir bürokratı, iş adamını ayakta tutar, yorgun bir sporcuyu setin sonuna taşır.
Ama fazla alındığında; kalp ritmini bozar, sinir sistemini yorar, kortizolü yükseltir, vücutta su tutulumuna neden olur.
Yani seni “zinde” hissettirirken aslında içten içe yorar.
Benim için kafein; bir kahve, bir pre-workout, bazen de bir denetim sabahının olmazsa olmazıdır.
Ama yıllar içinde şunu öğrendim: gerçek enerji kafeinden değil, kendini disipline etmekten gelir.
Bir süre sonra fark ediyorsun; seni uyanık tutan şey kahve değil, içinde yanan o hedef.
Kafein seni motive eder ama kontrolü sana bırakmaz.
Bir noktadan sonra o seni yönetmeye başlar.
“Bugün içmeden yapamam” cılar var bilirsiniz., bağımlılık eşiğinde olanlar.
Ve işte orada tuzak devreye girer.
Yorgunluğunu kafeinle kapatmaya çalışırsın ama bedelini uykusuzluk, su tutma, sinirlilik olarak ödersin.
Bir müddet sonra kafein sana enerji değil, maskelenmiş bir tükenmişlik getirir.
Ben kendi adıma bunu çok yaşadım.
Özellikle 2022 yarış Hazırlık döneminde, idman öncesi iki shot, üzerine filtre kahve, sonra buraya yazamayacağımız sporcu uyarıcı silahları vs vs…
Bir bakmışım kalp atıyor ama ruh geride kalmış, biraz daha izin versek o da gidecek
Ayna form gösteriyor ama gözlerde yorgunluk saklanamıyor.
O yüzden artık kafeinle dostluğum “mesafeli”.
Ne fazla, ne eksik.
Bir denge, bir saygı ilişkisi gibi.
Hayat da böyle değil mi zaten?
İşinde, ilişkinde, sporunda…
Her şeyin fazlası seni büyütmez, seni yorar. Ne için, ne uğruna yorulduğuna dikkat etmelisin adamım.
Kafein gibi; başlangıçta motive eder, sonra seni yönetir.
Oysa gerçek güç, kendi zihnine sahip çıkabilmektir. Kahven kadar değil yüreğin kadar savaşırsın çünkü
