Kanko Bey Hangi Pencereden Bakıyor Dünyaya?

Efendim mübarek mevlid kandili, Efendimiz AS.’ın dünyayı teşriflerinin sene-i devriyesi, hem ülkemizde hem İslam dünyasında Kuran-ı Kerim Tilâvetleri, vaazlar, tekbirler, tehliller salavatlarla vs. idrak edildi..

Müslümanların, hidayetlerine vesile Peygamberlerini daha fazla tanıma, anlama, feyizlenme gayretiyle böyle zamanları vesile kılıp, bu gibi programları icra etmelerinden daha tabi ne olabilir.?

İzmit Müftülüğü ve İzmit Kaymakamlığı da ÇEDES projesi kapsamında okullarda Hz Muhammed AS’ı tanıtmak adına bir sunum yapmak istemiş..

Benim bu zamana kadar ismini duymadığım, tv’de, gazetelerde Kocaeli hakkında bir açıklamasına, faaliyetine şahid olmadığım Kocaeli Milletvekili Muhip Kanko bey bu olay üzerine ortalığı velveleye vermiş..

“Eğitim sistemi dinamitleniyor”

“Türkiye’nin  geleceği karanlık bir eğitim sistemine sürükleniyor”

“Okullar eğitim yuvası olmaktan çıkarıldı”

Aman ya Rabbi..!

Acaba ne olmuş da Kanko bey bu kadar sinirlenmiş diye dönüp okullarda yapılmak istenen sunumun içeriğine baştan sona göz attım..

İnsanlara merhametten, hayvanlara merhametten, tebessüm etmekten, hoşgörüden, temizlikten, doğru sözlülükten, kendisi için istediği güzellikleri arkadaşı için de istemekten, hilenin, aldatmanın, dedikodunun, iftira atmanın kötülüğünden bahseden toplamda iki-üç sayfalık bir sunum.. İsteyen Müftülükten talep edebilir..

Erdemli, ahlaklı çocukların yetişmesi için anlatılmak istenen meziyetlerden kim neden rahatsız olsun..?

Burada problem sadece bu güzel ifadelerin Efendimiz Aleyhisselam’ın mübarek dillerinden dökülmesi mi?

Hakikaten insan merak ediyor..

Bu değerlere sarılmak, bu mesajlardan istifade etmek için Müslüman olmaya bile gerek yok ki..  Çocuklara karşı insafı, vicdanı, merhameti olan her ebeveyn, çocuklarının bu hasletlere sahip olmasını ister..

Laiklik, demokrasi, çağdaşlık dediğiniz şeyin üzerinde uzlaştığınız bi tarifini yapar mısınız lütfen.. Ona göre tavır alalım..

Hem bu laiklik dediğiniz ne menem bir şeydir ki bu millet inancı doğrultunda ne zaman bir adım atsa getirip önüne koyuyorsunuz..

Bir asırdır bu boş, keyfi, dolgu malzemesi olarak kullandığınız mevzuları bir kenara bırakıp, bir eğitimci olarak size birkaç tavsiyede bulunmak istiyorum..

Eğer gerçekten öğrencileri dert ediyorsanız okul çağındaki çocukların madde kullanımı, alkol kullanımı, akran zorbalığı, öğrencilerin servis, beslenme problemi ne aşamada bu konularla biraz ilgilenin..

Okulların fizikî durumu yeterli mi?

Bilgi, teknoloji, kütüphane, laboratuar, çok amaçlı salon sayısı istenilen düzeyde mi?

Birleştirilmiş sınıf uygulamaları ne durumda?

Sosyal donatı alanları yeterli mi?

Okul cazibe merkezi olabiliyor mu, kurslar ve etütler yeterince destekleniyor mu?

Bunları dert edinmeniz daha yerinde olmaz mı?

Dilerseniz veliler arasında ufaktan bir anket yapın bakalım insanlar sizin ortalığı velveleye verdiğiniz mevzuyu mu dert ediyor yoksa benim saydıklarımı mı.?

Siyaset dediğin halk için yapılmalı, halka rağmen değil!