Kocaeli, sanayinin kalbi, Marmara’nın yükünü omuzlayan şehir. Bir yanıyla gelişimin, üretimin, hareketin sembolü; diğer yanıyla büyük bir felaketin, 1999 depreminin yaralarını hâlâ taşıyan bir yer. İşte bu yüzden burada “kentsel dönüşüm” sadece bir inşaat meselesi değil. Bu şehirde bir bina yıkıldığında sadece beton dökülmüyor; bir travma, bir anı, bir geçmiş de onunla birlikte yerle bir oluyor.
***
Son yıllarda Kocaeli’de hız kazanan kentsel dönüşüm çalışmaları, özellikle İzmit ve Derince gibi merkez ilçelerde dikkat çekiyor. Riskli binalar tespit ediliyor, hak sahipleriyle anlaşmalar sağlanıyor, yeni yapılar yükseliyor. Ama bu dönüşüm, gerçekten güvenli ve yaşanabilir bir şehir mi inşa ediyor, yoksa sadece ‘yenilenmiş’ ama aynı sorunları barındıran yapılar mı getiriyor?
Dönüşümün ruhu, sadece fiziksel değil, sosyal da olmalı. Mahalleler bölünüyor, komşuluk ilişkileri zayıflıyor, ortak yaşam kültürü silikleşiyor. Eskiden çocukların sokakta oynadığı alanlar şimdi apartman otoparklarına dönüştü. Beton yenilendi ama insan ilişkileri daraldı.
***
Kocaeli’de kentsel dönüşümün gerçekten fayda sağlaması için şeffaflık, halkın katılımı ve sürdürülebilir planlama şart. Sadece müteahhitlerin çıkarı değil, kent halkının geleceği gözetilmeli. Yeni binalar kadar yeşil alanlar da çoğalmalı. Bir bina yıkılırken, bir hayat yeniden kurulmalı.
Belki de en büyük dönüşüm, zihniyetle başlamalı. Çünkü bu şehir, sadece ayakta kalmak değil; sağlıklı, güvenli ve huzurlu yaşamak istiyor.
