Nöbetçi Eczaneler
Bu Kurban Bayramı’nı da babamdan, annemden uzakta geçirdim. Telefonda bir 5 dk bayram sohbeti ile hasret giderdik…
Bütün bayramlarda çalıştığımız gibi bu bayramda yine sahadaydık… Yakınmıyorum benim zaten istediğim hayat da buydu.
Çünkü gerçekten çalışmaktan keyif alan ve yaptığım işi de en güzel şekilde yapmaya çalışan biriyim…
Kimilerine göre yandaş (Muhalif herhangi bir haberde) kimilerine göre nankör (Başındaki örtüyü Erdoğan sayesinde taktın diyenlerin herhangi bir iktidarı eleştiren haberimde) söylemleri benim umurumda bile değil…
Ben doğru bildiğimi, gerçekten içime sineni yazmakla kafayı bozmuşum, siz okurken hangi kafayla okuyorsunuz neye göre değerlendiriyorsunuz, bu beni ilgilendirmez!
Yeteri kadar gamsızımdır söylenenleri de takmam, atılmaya çalışan iftiraları da… Ama unutmam da! ve hep söylediğim gibi ‘O top bir şekilde benim ayağıma gelir’ Çünkü hep geldi!
Şu sıralar Fatma Kaplan Hürriyet ile yaptığımız sözlü münakaşaları okuyanlar ‘Korkmuyor musun’ ‘Neden kafayı taktın bu kadına’ ‘Yandaş’ ‘Az bile söylüyorsunuz’ gibi birbirinden farklı yorumlarda bulunuyor.
Peki ben neden Başkan Hanımla kavga ediyormuşum, koskoca belediye başkanını karşıma almışım gibi görünüyorum?
Çünkü asla ama asla eleştiriye tahammülü yok! En ufak haberde sosyal medyasından dayayıp döşeyen başkan kin ve nefretle hareket ederek işi kişiselleştirmeye ve savaş açmaya çalışıyor! Onun dışında nice başkanlar yazılıyor, çiziliyor hangisi bu kadar çirkinleşiyor? Hiçbiri o yüzden kendisini eleştireni kitlesinin önüne atarak gündem yaratmaya ve sindirmeye çalışıyor! Çok bekler….
***
Yazıyor yazıyor da ne anlatıyor bu başkan?
Yalan diyor, iddia vatandaşa ait yani vatandaşa sallıyor, kumpas diyor ortada kabak gibi gerçekler var kendisiyle çelişiyor!
Ciddi bir şekilde paranoyalarla yaşıyor!
Bu su götürmez bir gerçekken, başkanın yanında onu şakşaklayan, rezil olmasına ve her türlü boşa düşmesine göz yuman, yüzüme gülüp arkadan başkanı gazlayanlar neyin peşinde?
Ben başkan hanımın yerinde olsam önce bir yanımdakileri kolaçan eder, söylenenleri bir tartarım! Çünkü ben elimde bir şey olmadan konuşacak kadar yürek yemedim daha! Bu kentte tek başına mücadele verirken yapacağım en ufak hatada başıma gelecekleri tartacak kadar akıllıyım!
Haber yazıyoruz başkan, bu işin bu raddeye gelmesini ise sen yaptığım bir haber sonrası meclis kürsüsünde ‘Allah belanızı versin’ diyerek kendin körükledin!
Ben sadece vatandaşı dinleyerek sorunlarını gelip anlatmak isteyenlere buyurun diyorum , konuşun söz hakkı sizin…
Bunu sadece başkan hanıma değil yeri geldiğinde diğer ilçe belediye başkanlarına ve hatta büyükşehir belediye başkanına da yaptım!
Kandıra’daki çöp tesisi konusunda vatandaş Tahir Büyükakın’ı istifaya çağırdığında ‘Tahir İstifa’ sloganı attı, aynen manşete taşıyarak sesi olduk!
Aman yanlış anlaşılır aman geri duralım, haberleri girmeyelim demedik! İmamoğlu eylemlerinde gecelere kadar vatandaşla yürüdük, biber gazı yedik, haberimizi yapıp döndük… O zaman da birisi bana ‘Zaten sen iktidarın aleyhinde ne varsa oradasın’ dedi.
Yani kısacası yaranma gibi bir durum zaten söz konusu değil ama insanların artık bizim gazeteci olarak elimize gelen her şeye haber gözüyle baktığımızı, ve bu işi yaparken A kişisi B kişisi diye düşünmediğimizi de anlaması gerekiyor!
Her haber sonrası bazı troller ‘O zaman şunu da yaz’ ‘Yiyorsa bu konuyu gündeme getir’ deyip mevcut sorundan konuyu saptırarak sanki mevzu bahis konuları yazmaya korkacakmışım gibi bir yanılgıya düşüyor. Hesabım açık, telefonum da! Getirin, konuşalım, araştıralım yazmazsam ŞEREFSİZİM!
Ben işe başladığımda patronum bana ‘Doğru olduğu sürece her şeyi yazmakta özgürsün’ dedi, bunu içten söylediğini de bildiğim için hep öyle yaptım! Kötü kişi oldum, hırçın oldum ama hiç yalan dolan bir şey de yazmadım! Eksiklerimiz illaki vardır biz de 25 yaşında etrafımızdaki kaypaklarla doğruları ayırt etmeye çalışan bir kızız neticede! Başkan hanımın dediği gibi ‘O kadar da olsun’ da!
***
Her Allah’ın günü gazetemiz üzerinden, şahsımız üzerinden hakaret ettirip, hedef gösterirken sütten ak olan başkan hanım şimdi bir dizi şikayetlerle beni karakol karakol gezdirecek! Önemli değil, dedim ya kanıtlayamayacağım hiçbir şey kaleme almadım…
O sosyal medyanı hangi ergen yönetiyorsa, o ergene biraz sakin olmasını söyle!
Tazminatımı alamadım diyen Osman abinin açıklamalarına saçma sapan dekontlarla karşılık verip yalan dedin! Osman abiyi alıp kamera karışına geçtim, devam eden davaları gösterdim, 6 yıldır çalışan adam nasıl 24 bin TL kıdem tazminatı alıyor diye sordum ses etmedin!
Kurban Pazarı’nda vatandaş şikayet etti, herkesin ağzından aynı cümleler döküldü, kumpas dedin, AK Partili dedin! CHP’liyim ama şikayetçiyim diyen adamı önüne koydum ses etmedin! Alanın çöplük içinde olduğunu gidip kendi gözlerimle gördüm, inkar ettin hayrete düştüm. Haberler sonrası çılgına döndün insanları kapı dışarı etmek istedin, gecesine oraya gidip satıcılarla konuştuk, kovuldular dedin….
Adamla sohbetimizi paylaştım hala konuşmaya devam ettin! Ben o videoyu o gece yayınlamadıysam senin merhametsizliğine gözlerimle şahit olduğum için yayınlamadım… Adamı aynı gece yatağından kaldırıp göndermeye çalışma diye bekledim!
Ama sen dayanamadın, seni yanlış yönlendiren gözleri üzerimde olan o kuyruklarının sana söylediklerine inandın ‘Alandan kovulmuşlar’ dedin, bekledim ve seni yine çırak çıkardım!
Açıkça ‘Basına nasıl konuşursunuz, içeri almayacaktınız’ diyerek gönderdiğin müdürlerinle insanlara bayramı zehir ettin, korkutarak sindirmeye çalıştın gözler önüne serdim!
Bizi de sindirmeye ve korkutmaya çalışıyorsun, bana dokunanı yakarım mesajı veriyorsun e VER!
Benim başka bir işim yok, benim başka bir heyecanım yok, ben bu işi yapmaya devam edeceğim, bu kentte olduğum sürece de konu ne olursa olsun doğrumu savunmaya da yazmaya da korkmayacağım!
Sen de çok meraklısı olduğun büyükşehir adaylığı yolunda stres ve sinirden telaşla sürekli emin olmadığın konularda paylaşım yapacaksın!
Ekran süreni bana laf yetiştirmekle geçireceksin!