Mütefekkir, Edebiyatçı, Şair, Eğitimcilere Birliği Sendikası ve Memur Senin Kurucu Başkanı, Yedi güzel adamdan biri olarak edebiyat tarihimize geçen Merhum Mehmet Akif İnan vefa ilgili bir dizelerinde:
Bütün giysileri yırtsak yeridir
Yeter bize vefa elbiseleri
Acaba bizler bireysel ve toplumsal olarak vefa elbiselerini kuşanabildik mi?
Gelin vefa kelimesinin kelime ve ıstılahı manasına hep beraber bir bakalım.
Sözünü yerine getirme, sözünde durma, sevgide, dostlukta, bağlılıkta kararlılık ve dini sorumlulukları yerine getirme anlamına gelir.
Görülen iyilikleri unutmayan, iyilikte bulunanlara aynısıyla veya daha güzeli ile karşılık veren, bağlılığı ve dostluğu devam ettiren, sözünün gereğini yerine getiren, sözünde duran, insanlara vefakâr insanlar denir.
Ahde vefa ile ilgili Allah’ın kutlu elçisi Hz. Muhammed (SAV) : ‘’Men la ahde lehu, la iymane le hu’’ Ahde vefası olmayanın / sözünde durmayanın imanı yoktur’’
Bir başka hadisi şerefinde Allah’ın Resulü (SAV): ‘’Emanete riayet etmeyenin imanı yoktur, Ahde vefa göstermeyenin ise dini yoktur’’
Alemlerin rabbi Allah CC hu son kitabı Kuranı Kerim’de Ahde vefa ile ilgili olarak:
‘’Ey İman edenler yaptığınız anlaşmaları tam olarak yerine getirin’’ Maide suresi 1 Ayet
‘’Verdiğiniz sözü yerine getirin, çünkü herkes verdiği sözden mutlaka sorguya çekilecek.’’ İsra Suresi 34 ayet.
‘’Kim Allaha verdiği sözde durur, onun gereğini yerine getirirse, hiç şüphesiz Allah ona yakın bir gelecekte büyük bir mükafat verecektir’’ Fetih suresi 10. Ayet
Hz. Aişe (RA)) Allah’ın elçisi Hz. Muhammed’ (SAV) e, Müzeyne Cüsame isimli bir hanımla fazlaca ilgilenmesinin sebebini sorar.
Bunun üzerine Hz. Muhammed (SAV): ‘’ Ya Aişe Hatice (RA) hayatta iken bu hanım bize gelir giderdi, Ya Aişe Ahde vefa imandandır’’ der
Merhum Celalettin Rumi Allah’ vefa ile, insanlara arasında bağı söyle özetler:
Dostları daima vefa ile hatırla can
Arayan sen ol, bulan sen
Tanıyan sen ol, kucaklayan sen Kula vefası olmayanın hakka vefası olmaz
Yine merhum Celalettin Rumi der ki ‘’ Köpeği köpeklikten çıkarıp, insana dost yapanın sadakat ve vefa’dır’’
Hulasa nefis muhasebesi yaparak, şu soruları kendi kendimize soralım: Bizleri en güzel şekilde yaratan, bizlere akıl, irade, vicdan, yolumuz kaybetmeyelim diye bizlere kutlu elçisi ile kitap gönderen ve yaşamamız için binlerce nimet vere Allah’a vefa gösteriyor muyuz?
Alemler rahmet olarak gönderilen Allah’ın kutlu elçisini Sahih sünnetini hayatımıza tatbik ederek Hz. Muhammed (SAV) vefa gösteriyor muyuz?
Annemize babamız, karşı vefalı mıyız?
Akrabalarımıza, komşularımız karşı vefalı mıyız?
Dinimize, binlerce yıllık dilimize tarihimize karşı gereken vefayı gösteriyor muyuz?
Doğup büyüdüğümüz, havasını teneffüs ettiğimiz, suyunu içtiğimiz, köyümüze, şehrimize, vatanımıza karşı vefa gösteriyor muyuz?
Bu ve benzeri soruları istediğimiz kadar uzatabiliriz. Bu sorulara diye gönül rahatlığı içinde evet vefalıyız diyebiliyor muyuz?
Hayatın her anında vefa elbiselerini giyinerek yola çıkanların, yola çıktığı insanları, kişisel çıkarları için yolda gördükleri ile değiştirmedikleri zaman, bir başka tabirle ‘’Pazara kadar değil, mezara kadar’’ vefa elbiselerini giyinmeye devam ederlerse,
Merhum Mehmet Akif İnanın
Bütün giyesileri yırtsak yeridir
Yeter bize vefa elbiseleri
Dizeleri karşılık bulur. Aksi taktirde sonuç hüsranı Mübin. Selam ve dua ile…
YORUMLAR