Nöbetçi Eczaneler2025 yılı itibarıyla iklim değişikliği, Türkiye’nin en önemli gündem maddelerinden biri haline geldi. Son yıllarda yaşanan aşırı hava olayları, kuraklık ve sıcaklık artışları, ülkenin doğal kaynaklarını ve ekonomisini ciddi şekilde etkiliyor. Meteoroloji Genel Müdürlüğü’nün verilerine göre, Türkiye’de ortalama sıcaklıklar son 50 yıla kıyasla 2 derece artarken, yağış rejimlerinde de belirgin değişiklikler gözlemleniyor. Özellikle Akdeniz ve Ege bölgelerinde kuraklık riski artarken, Karadeniz’de ise aşırı yağışlar ve sel felaketleri sıklaştı. Bu durum, tarım, turizm ve enerji gibi sektörlerde ciddi kayıplara yol açıyor.
İklim Değişikliğinin Ekonomik ve Sosyal Etkileri
İklim değişikliği, Türkiye’nin ekonomik yapısını derinden etkiliyor. Tarım sektörü, su kaynaklarının azalması ve sıcaklık artışları nedeniyle verimliliğini kaybetme riskiyle karşı karşıya. Özellikle buğday, arpa ve pamuk gibi temel ürünlerde üretim düşüşleri yaşanırken, çiftçiler zorlu koşullarla mücadele ediyor. Turizm sektörü ise Akdeniz ve Ege’deki kuraklık nedeniyle olumsuz etkileniyor. Deniz suyu sıcaklıklarının artması ve plajların daralması, turist sayısında düşüşe neden oluyor. Ayrıca, enerji üretiminde hidroelektrik santrallerin verimliliği azalırken, fosil yakıt kullanımına bağımlılık artıyor. Bu durum, hem çevre kirliliğini artırıyor hem de enerji maliyetlerini yükseltiyor.
Türkiye’nin İklim Değişikliğiyle Mücadele Stratejileri
Türkiye, iklim değişikliğiyle mücadele kapsamında önemli adımlar atıyor. 2025 yılında Paris Anlaşması’na uyum süreci hızlandırılırken, yenilenebilir enerji yatırımlarına ağırlık veriliyor. Güneş ve rüzgar enerjisi projeleri, enerji üretimindeki payını artırırken, karbon salınımını azaltma hedefleri doğrultusunda çalışmalar yürütülüyor. Ayrıca, tarım sektöründe su tasarrufu sağlayan teknolojilerin kullanımı teşvik ediliyor. Yerel yönetimler ise kentsel alanlarda yeşil alanların artırılması ve atık yönetimi konusunda projeler geliştiriyor. Ancak, uzmanlar, iklim değişikliğiyle mücadelede bireysel bilincin artırılması ve uluslararası iş birliğinin güçlendirilmesi gerektiğini vurguluyor.
