Ana Sayfa Arama Galeri Video Yazarlar
Üyelik
Üye Girişi
Yayın/Gazete
Yayınlar
Kategoriler
Servisler
Nöbetçi Eczaneler Sayfası Nöbetçi Eczaneler Hava Durumu Namaz Vakitleri Gazeteler Puan Durumu
Sosyal Medya

Can sıkma Tahir Başkan!

Tahir Büyükakın’ı ben de istifaya davet ediyorum! Hizmet etme konusunda

Tahir Büyükakın’ı ben de istifaya davet ediyorum!
Hizmet etme konusunda artık istifa etmeli.

Başkanım vallahi yeter artık…
Ne bu şehri böyle yoruyorsun, ne bizi böyle strese sokuyorsun.
Daha popülist, daha risksiz, daha “kimseyi üzmeyen” işler yapamaz mısın?

Hatta ne projesi…
Esnaf gez, üç çay iç, iki selfie ver, selam al selam ver… Sonra evine dön.
Mutlu mutlu geçerdi gün.

Ama yok!
Her gün yeni bir proje, her gün yeni bir temel…
Bu kentin kafasını şişirdin başkanım!
Hizmet etmek istiyorsun biliyoruz ama biz hizmete doyduk, gözümüz gönlümüz eğlence istiyor artık.

Bir iki park aç, iki kahvehane gez, vatandaşa gülümse…
Olmuyor mu yani?
Yok illa büyük, devasa, tepki çeken işlere kalkışacaksın!

Yahu bırak çöpü falan… Sana ne çöpün nereye döküleceğinden?
Bizim düzenimizi bozma artık başkan.
Seçime kadar beklet… Ne var yani?
Seçimi alınca yaparsın işte.
“Madem bir daha aday olmayacağım, tepkilere de kulak tıkarım” dersin, mis gibi…

Ama yok, illaki yapacaksın değil mi?
İlla başını belaya sokacaksın!

Sana alternatif yer bile gösteremeyenlerle mi uğraşacaksın? İyi uğraş…

Bugün Mecliste Olanları Görünce Bir Şey Kesinleşti ki;

İnsanlar artık siyasetten de hizmetten de illallah etmiş durumda.
Siyasetçinin sahte gülümsemesini, üç günlük projelerini, göz boyamalarını daha cazip buluyorlar. Gerçek iş yapmaya çalışanı ise alkışlamak yerine linç etmeye daha hazırlar.

Bugün mecliste Kandıralıları kışkırtıp salona dolduranlar, sonra da kenarda kıs kıs gülenler…
İşte onlar bu ülkenin en büyük sorunu.

Kendisi taş üstüne taş koymayanların, başkasının emeğini sabote etmek için nasıl çalıştıklarını izleyince insan gerçekten utanıyor.

Kimse Kandıralılara Size “haksızsınız” demiyor yanlış anlamayın, Kaygınız gerçek. Ama sizi siyasetin ortasına bilerek atanlar var!
Bugün yanınızda duranlar, yarın ortada bile olmayacak.
Sizin öfkeniz onların siyasi şovu için bugün resmen kullanıldı.

“Kandırılıp kışkırtıldığınız” gerçeğini kabul edelim.

CHP’nin Bugünkü Oyunu bariz ortadaydı. Oyunu kuran belli… Başrol belli… Muhammet Ertürk.

Vatandaş gergin, içeride tansiyon yüksek…
Ertürk ne yapıyor?
WhatsApp’tan mesaj yazıyor ve diyor ki;

“Başkan sinirlenmeye başladı, tepkilerinize devam edin!”

Yani vatandaş içeride kavga çıkarsın, başkan sinirlensin, meclis dağılsın… Plan bu!

Hatta öyle bir gazlıyor ki, salondan çıkan vatandaşı geri çağırıp tekrar içeri sokmaya çalışıyor. Yeter ki ortalık karışsın!
Yeter ki Büyükakın iki laf etsin de “bakın vatandaşı kovuyor” diye manşet atsınlar.

Bu ne biliyor musunuz?
Ucuz siyaset.
Hem de en ucuzu.

Kandıralıların gerçek derdi umurunda değil. Tek istediği bir görüntü, bir kriz, bir kaos.

Ama olmadı.
Çünkü Tahir Büyükakın o kadar lafa, o kadar provokasyona rağmen istifini bozmadı.
Çünkü o neyin peşinde olduğunu, kimlerin bu gürültüyü organize ettiğini biliyordu.

 

Kandıralılar bence bu oyuna gelmemeli.  Bu meseleyi siyasetçilere teslim ederseniz, Onlar kazanır, siz kaybedersiniz. Bugün bağırttıkları gibi yarın arkanızda durmazlar.

Endişeniz haklı olabilir, tepkiniz doğru olabilir…
Ama siyasete kurban edilmeyin.

Bu kentin, hizmete de, akla da ihtiyacı var.
Ama önce sakinliğe, sağduyuya, oyunları görmeye ihtiyaç var.

 

Sonuç?

Eğer Tahir Büyükakın hizmet ettikçe dayak yiyecekse…
O zaman evet, başkan hizmetten vazgeçsin!

Yapsın sizin istediğiniz gibi: Günlük siyaset, sahte gülücükler, popülist açılışlar, risksiz icraatlar…
O zaman belki kimse kızmaz … Belki kimse tepki göstermez…

Ama o zaman bu şehir de bir arpa boyu yol gitmez.

Bugün yapılması planlanan tesis için eleştirmek çok kolay bir yöntem.

Ama bu gözünü sevdiğim muhalefeti de böyle işte.

Eleştir babam eleştir.

E alternatif sunmayacak mısınız? dendiğinde de far görmüş tavşan gibi bakıver.

Bugün belki kışkırttıkları, ortalığa saçtıkları çöp konusuyla yarın seçimde kendileri uğraşmak zorunda kalacaklar.

Yarın sıra kendilerine geldiğinde ise kaçacak delik bulamayanlara bugün durdukları saf gösterilecek. O gün şartlar onu gerektirdi öyle söyledik deyip siyasete devam edecekler…

Kısacası;

Herkes istiyor ki şehir modern olsun, temiz olsun, düzenli olsun…
Ama kimse istemiyor ki “çöp benim mahallemde işlensin”.
Peki o zaman nerede işlenecek?
Gökyüzünde mi?

Bu yüzden Tahir Büyükakın’a kızıyorlar aslında.
Hizmet ettiği için değil…
Sorunları görmezden gelmediği için.

“Başkanım bırak bunları” diyorlar…
“Bırak ki tepkiler de bitsin, biz de rahat edelim!”

Ama hizmeti bırakarak kent yönetilmez.
Rahat ederek şehir kalkınmaz.

Kolay olanı herkes yapar.
Zor olanı ise sadece cesareti olanlar…